Arkadaşlar Euro TL’ ye çeviriliyormuş, OHA!. 
Devam hocam çevirmeye devam, bazıları hala Euro’ yu TL’ye çevirip hesap yapıyor, birde üstüne TL’yi kârlı buluyor. 
Adamlar senin 1 gün mesai saati boyunca çalıştığında aldığın parayı 1 saat çalışıp aldığında da böyle çevirmeye devam ederek hesap yapın. Hem sanaldan hem gerçekten bakıyorum bu kadar boktan bir ekonomi başka da yok. Kimse kusura bakmasın tepemize kadar geldi artık, hala gelip Euro’yu TL’ye çevirince daha fazla domates alıp almamasının hesabını yapıyorsunuz. Miilet nelerle uğraşıyor biz domates soğandayız hala. Birde bunun üstüne biz kârlıyız çıkıyor ya hesaptan çok iyi… İlkokul eğitim taraması yapılmalı ülkeye.
3 Beğeni
Sen madem Avrupalının bir saatlik mesai saatine ilgi duyuyorsun bari Marks’ın Kapital’ini de oku ama aktarılan peryodik cetvelleri felan değil…
Zira aklın ermez, benim de ermedi kuvvetle muhtemel o kitabı okuyan hiç kimsenin o cetvellere, o matematik hasaplamalara aklı ermeyecektir.
Mesela müttefettiş raporlarında aktarılan Avrupa’daki çalışan işçilerin yaşadığı trajediye aklının erebileceğini zann ediyorum.
Ablam Almanya’da yaşıyor ve gayet iyi biliyorum neyin ne olduğunu. Üstelik Matematik hesaplarını yapmana gerek de kalmadan gayettt… güzel ve rahatça yaşayabiliyorsun. Yakın zamanda bende orada olacağım, sen domates hesabı yaparken yardım istersen destek yollarım dostum. Zira sebze ekonomisi’nden başka bakılacak alan bulamadım. İyi akşamlar.
7 Beğeni
Avrupa’da ki çalışan “Tüm” işçiler için geçerli olmayan durum bu. Avrupa’da her büyük fabrikaların, çalışan işçi sayısı +100’ü geçen her işletmenin en az bir sendikası var. Sendika demişken orada kuru pasta çayla beslenenden bahsetmiyorum. Trajedi yaşayan işçilerin %90’ı kamplardan kaçmış, ülkeye kaçak giriş yapmış, ve bunları göze alan yasadışı çalışan grupta yer alanlardır. Elmayla armudu, domates biber hesabıyla da karıştırmayalım lütfen.
Hepsini geçelim Steam bile bu kararı aldıysa ve biz burada yoğun tepki gösteriyorsak bir şeyler yanlış gittiği bariz belli…
4 Beğeni
Sonunda olayı doğru anlayan birileri var en son sinirden duvarı yumruklayacaktım.
1 Beğeni
Vay be eskiden can sıkıntısından oyun alırdık şimdi zengin işi oldu oyun alana zengin gözüyle bakacağız
Önümüzdeki Cadılar Bayramı İndiriminde baya bi para harcayacağım alacağım 3-5 oyun ve West Balkans var
2 Beğeni
Burada yazılan her şeyin sebebi Erdoğan iktidarınının yanlışlarıdır. Kimse lafı evirip çevirmiyor senin para birimin artık yok sayılıyor. Türk Lirası koruma kanununu zaten hiç ettiler sen ona alışıksın senin ağrına gitmiyor da bizim gidiyor işte aramızda fark bu… Biz para birimimiz yok sayılmasın istiyoruz şu uyduruk şirketler tarafından sen umursamıyorsun. Yeni Türkiye’de gençlerin Steam, dolar, oyun peşinde koştuğunu sanıp her şeyin gayet yerinde ve güzel olduğunu ima etmen de garip. Bilmiyorlar mı kimin neler yaptığını? Unutuldu mu her şey iki gün Steam olayını konuşunca? Biz her şeyi hatırlıyoruz. Gün gün ne olduysa. Ne yazıyorsam Erdoğan iktidarının yanlışlarına ve planlı hareketlerine karşı yazıyorum. Hayır iktidarda Kılıçdar mı vardı? O olsa ona da aynısını diyecektik kendinle karıştırma. Toz kondurmamaya devam.
14 Beğeni
Çok iyi diyorsunuz çok güzel diyorsunuz da niye birimleri çeviriyorsunuz mesela?
O zaman Almanya’da asgari ücret de 57 bin TL. Demek ki o 1 kilogram domates parasına Türkiye’de 5 kilo domates alabiliyorsak, ancak Almanya ile eşdeğer bir alım gücümüz söz konusu oluyor. Peki Almanya’daki domatesin kalitesi ile Türkiye’deki domatesin kalitesini kıyaslarsak?
Türkiye evet ucuz bir ülke ancak esas sorun Türkiye’nin ucuzluğu değil.
Adam X oyun için 20 dolar bir fiyat belirliyor. Türkiye için de bu dolar kurunu 10 lira baz alıp 200 TL’den oyunu satışa koyuyor. Türkiye’deki gerçek dolar kurunu hesap edince o oyunu aslında bize 7,1 dolara satmış oluyor. Sorun ise şurada başlıyor, örneğin dolar 1-2 ay içerisinde 28 liradan 34 liraya çıktığında aynı oyunu 5,9 dolara satmış oluyor. Dolar kuru arttıkça adamın kârı azalıyor. Şimdi Steam diyor ki “Kardeşim beni lamiyle cimiyle uğraştırma, bana 7,1 dolarımı ver de sen ne yapıyorsan yap ister 200 TL öde ister 2000 TL öde orası beni bağlamaz, bana zarar yazacağına sana yazsın” diyor.
Güçlü bir devlet nasıl olunur biliyor musunuz? Aynı iktidarın yönettiği 2013-2014 Türkiye’si her ne kadar sağlam temeller üzerinde olmasa da daha iyi bir ekonomiye sahipti. O dönemde Steam Türkiye için TL kurunu getirdi. Yine aynı dönemde mesela Türkiye “Kardeşim benim ülkemde ESP’si olmayan araba satamazsın, benim vatandaşımın güvenliğinden taviz vermezsin” diyebildi. Şimdi ise “Fabrikada yenilenmiş 2. el araba” konuşuluyor. Güçlü ülke öyle olur böyle olmaz.
Her marka Türkiye’den çekiliyor, Steam gibi platformlar sırf “Olur da ülkenin yönetimindeki zihniyet değişir ekonomisi düzelirse diye bu pazarı elimizde tutalım” düşüncesiyle bu pazarda duruyorlar.
Kusura bakmayın ama bu ülkenin son 5 senedir ekonomisi çok çok çok kötü yönetiliyor. Bunu görmemek için ya kör olmak lazım ya da bu ülkenin bu kötü gidişinden keyif alıyor olmak lazım.
9 Beğeni
Esas derdimizin milli paramızı olan TL’yi korumak olduğunu bunlar ne zaman anlayacaklar bugün steam böyle yaptı sonra epic games sonra diğer e ticaret devleri vs. diye gider olan TL ye olur. Hem paramızı korumak hem de kendi birimimizle oyun vs. alıp TL’nin yabancı piyasalara sokulması bizim için daha iyi olur ama dolara geçersek doların etkisi daha büyük olur hala daha anlamadınız mı?
Hayır hayır biz TL ile alışveriş yapmıyoruz. Gene ülkemizden Dolar ya da Euro çıkıyor.
1 Beğeni
Olsun platformda usd yerine tl yazması bile rahatlatıyor o kadar artan kura rağmen
Ya ben bu ülkede 100 TL bozuk para getirene 110 TL veren fırın haberi gördüm. Şu ülkenin son 10 yıldaki hale geldiği durumdur bu konu. Kimse bir şey anlatmasın!
4 Beğeni
Yahu hangi birinize cevab vereyim Allah aşkına!
Şu mecrada mesele, mevzu bahis(alakalı, alakasız) genelde politikaya, özelde veya zımnen felan Erdoğan’a getiriliyor ben bir şey diyorum;on kişi cevab vermeye, muaraza etmeye seğirtiyor.
Neyse(ben ziyadesiyle böylesi bir duruma idmanlıyım) toplanın gençler size Kemal Tahir’den bir hayat düsturu aktarayım
Yanılmıyorsam Kemal Tahir bir yerde şöyle diyordu:“Özgürlüğün şaşmaz, yanılmaz iki kaidesi vardır. Birisi sıkıntıya tahammül göstermek, ikincisi de azla yetinebilme kabiliyeti.”
Mesela artık Avrupalılar felsefi, entelektüel manada genelde doğuya özelde Hindistan’a karşı bir teveccüh gösteriyor.
Hatta kuantum fiziğinin bile Hind felsefesiyle grift, kompleks bir ilintisi var.
Hind felsefesinin özü, usaresi, esası da insanın yalnızca dış etkenlerden(aile, toplum ve sair) değil;kendi benliğinin şartlanmışlıklarından da kurtulma çabasıdır.
Adamlar yogayla felan, alıp verdiği nefesi bile disipline etmeye çabalıyor.
Şu tüketim çılgınlığında hele buradaki zevatın nirvanaya ulaşmasını beklemiyorum da;Steam’ın kurla alakalı bir şey yapacak oluşuyla nevroza, anksiyete bağlaması da ne bileyim yani
yine klasik yan çizme postu olmuş. sen onların istediği gibi yaşıyorsun. senin benliğini de öyle şartlandırmışlar. 
hala tüketim müketim anlatıyorsun. ne hint felsefesi ya? Erdoğan’a getirmeyip kime getirecektik dönüp dönüp kendimizde mi arayacağız? Sıkıntıya tahammülü ne kadara göstereceğiz? Gösterilmiyor mu? Hala tahammül istiyor şaka gibi hala diyor ki 30 yıl daha perişan olalım biz istediğimiz her şeyi yapalım kimse bizi sorgulamasın, yargılamasın. İnanılmaz bir kafa yapısı şaşırmıyoruz ne olduğunu biliyoruz bu toplumun. Çünkü ona göre bir iktidar projesi yaratıldı. Ne yapılıyor dış güçlerle birlikte darbe yapmaya mı kalkıyoruz? Bak onlarla eskiden ortak olanların kölelerini her gün sınırda yakalayıp içeri tıkıyorlar. Onlar da aynı ağızdan çalıyordu. Şimdi ama hala irtibatı koparmayıp sınırda yakalanıp bağcıklarından arındırılmış ayakkabı ve eşofmanlarıyla jandarmada ifadeleri alınıp tutuklanıyorlar. Ve hala yanlış tarafta olduklarını kavrayamıyorlar. Azla yetinebilme kabiliyeti de zaten sokak röportajlarındaki saçmalıkların özeti olmuş. Azla yetinebilmeyi bu kadar olay yaşamış bir ülkenin vatandaşlarına yazmak zaten saygısızlık.
Neyse azla yetineyim de telefon bozulmasına rağmen bir asalak sümüklü mendil yalayıcısı gibi bozuk telefona aldırmadan yenisini almayı düşünmeden yaşayayım.
Azla yetinen bir ülke vatandaşı nasıl kendi uçağını ve arabasını yapabilecek?
Rahmetli Türkan Saylan’ın bir lafı vardı bu yetinme ile ilgili neyse onu da zaten ergenekon’da sümük yalayıcılarının süper savcıları ile birlikte içeri almışlardı.
Sen azla yetinen bir iktidar mı var sanıyorsun?
7 Beğeni
Denk gelirse size bi ara o bağcıkları olmayan fetöcü tiplerin eşofmanlı hallerinin fotoğrafını çeker atarım. Öyle kötü ve bizi de daha da kötü duruma sokan bir olay ki gördükçe hem oh olsun diyorum hem de kendi memleketin iş bulamayacak hale düşüp hala onları savunup, onlardan vazgeçmemenin inadına şaşıramıyorum bile… Muhtemelen bu karaktersizlerle iş birliği devam etseydi savunma sanayisinde her gün herhalde düşürülen uçak, öldürülen mühendis falan görecektik.
3 Beğeni
Bak dostum. ANLAMAYACAKSIN ama yine de oku, konu Ekonomi! konu elin mültecisine 200 milyar doları sırf oy uğruna harcayıp kendi vatandaşının alım gücünü hiç edenler! ve sen utanmadan sıkılmadan Euro - TL kıyası yapıp domates soğan edebiyatı ile tarafı olduğun iktidarı buraya geldiğin günden beri savunuyorsun. Tuzun kuru ama bil, senin çoluk çocuğun yıllar sonra bile bugünkü yağma ve yıkımı iliklerine kadar hissedecek ve hesabını soracak, başta sen gibi sesini çıkarmayan herkesten.
Konu siyaset değil ama, olayı sadece oyundan ibaret olmadığını anla. Eğmeden bükmeden, “aya dört şeritli yol yapacak olsak, oy verecek kitlemiz var” diyen damadın, “İsrail en büyük zaferini bizim iktidarımızda aldı” diyen kurtulmuş’un, Ariel Şaron hayatta iken “İsrail’in başkenti Kudüse hoşgeldiniz” dediğinde "hoşbulduk " diyen o senin liderin Erdoğanın partisi , Cumhuriyetin 100. yılından 1 gün önce büyük Filistin mitingi ile “duyar” kasacak. Çünkü tuz kokmuş olsa da o da biliyor ki,halk aç olup yokluk çekse de din ve kuru müslümancılık sözleri herşeyin üzerinde, o yüzden 21 yıldır baştalar, çünkü bu halkı çok iyi tanıyorlar. Asla Uygurlar için bir miting görmez AKPliler. Ama size asla bunu anlatamayız. Şu an kundaktaki bebelerin bile 50 yıl sonra bu iktidarı nasıl büyük öfkeyle “anacağını” sen gibiler aklına düşürmez. bir gün dediklerimize geleceksin ama çok geç olacak.
8 Beğeni
Sen benim ne zaman yan çizdiğimi tecrübe ettinde; öyle ‘’ klasik mlasik’'falan diyorsun.Sizdeki bu antiErdoğancılık insanın potansiyelini soğuruyor mesele bundan ibaret.
Ne mutlu pilavından taş çıksa Erdoğan’a sövenlere,alakalı-alakasız her meselede sözü dönüp,dolaştırıp Erdoğan getirenlere(!)
Zira son seçimde Millet İttifakı kazansaydı artık altılı mı,yedili mi,sekizli mi ne menem masaysa işte o masada memleket aleyhine olan meseleleri ilintiliyecek,bağlayacak kimseyi de bulamıyacaklardı.
İnsan o kadar ortağın içinde hangisine bağlayayım derken kördüğüm olurdu.
Şu Erdoğan’dan başka iktidar göremeyenler '‘Z kuşağı’'mıdır ne karn ağrısıdır onlar da şanslı haaa!
Mesela benim yaşım müsait koalisyon hükümetlerini de gördüm yani demem o ki benim her olumsuz şeyi ilintiliyecek,bağlayacak bir Erdoğan’ım olmadı.
Hatta doğru dürüst siyasi bir iktidarım da olmadı;ömrü ancak bir kaç aylık veya senelikti;o iktidar da başta askeri vesayet olmak üzere Türkan Saylan gibi kendini cumhur zanneden zerzevatın izin verdiği kadar muktedir.
Türkan Saylan denilen ve kendini cumhur zanneden zavallıyı evet Fetö yedi(iyiki yedi);yedi çünkü o bir zavallıydı ve Fetö’nün de gücü ancak zavallılara,korsan cumhura yetiyordu
Fetö-Metö Erdoğan’a değil;Erdoğan’da tecessüm etmiş hakiki cumhuru(yani millet) işlemedi
Kuvvetle muhtemel Fetöcüler( aslında kendilerini '‘Yurtta sulh konseyi’'olarak tesmiye edenler) 15 Temmuz’da başarabilselerdi herhalde Fetöcülerin şakşakçısı olacaktınız(ne kuvvetle muhtemeli kesin)
Erdoğan’da tecessüm etmiş millet sizi bu zilleten kurtardı
Şimdi konu neden Erdoğan’a getiriliyor diyorsunuz, e ülkeyi yöneten ülke hakkında tek başına kararlar alan kişi o değil mi?
Yani bunu şey gibi düşünmek lazım, Lionel Messi’li (Genç nüfus), Cristiano Ronaldo’lu (Geniş sanayi alanları), Neymar’lı (Kocaman tarım havzaları) güçlü kadrosu olan bir futbol takımı maça çıkacak, takımın başkanı diyor ki “Kaleci sebep gol sonuçtur. Sonuçta golü kaleci yiyor. O yüzden sonraki maça kalecisiz çıkacağız” ve teknik direktörden kalecisiz bir kadro kurmasını istiyor. Teknik direktör de “Aman başkanım olur mu öyle şey kalecisiz maça çıkılır mı yav?” diyor. Başkan da diyor ki “Haa öyle mi? O zaman seni bu gece yarısı çaktırmadan görevden alıyorum. Yerine de kendi adamım Y’yi getiriyorum” diyor. Y de takımın başına gelir gelmez kalecisiz bir kadro çıkartıyor. Sonra o maçta takım 32-0 gibi bir skorla yeniliyor. Peki burada suçlu kimdir?
Bu mağlubiyette başkanın hiç suçu yok mudur?
Senin Cumhurbaşkanın, TOKİ’den kendi halkına ‘‘Ev Sözü’’ verip, suriyelilere bedavaya dağıttı. Sen hala gelmiş irdoğan irdoğan diye dolanıyorsun. Sizdeki bu sevda değil hastalık. Çaresi bulunamayan bir hastalık. Önce şu lanet dönemlerde yaşananları görmezden geleceğiniz yerine bu ülkedeki 8-10 yaşındaki çocukların neden bu kadar siyaseti araştırdıklarını, bu yaşlarda bu ülkenin durumları yüzünden neden ekonomist olduklarını görün. Avrupa’da Amerika’da ki 8-10 yaşındaki çocuklar dışarıda güle oynaya oyunlar oynarken, hayatın zevkini çıkartırken, benim ülkemdeki çocuklar annelerinden ‘‘PAHALI’’ diye top aldırmaya korkuyor!
6 Beğeni
bu ülkenin sorunları sandıkla çözülmez, tek yol hak aramak ama Ruzi Nazar’ın yetiştirdiği zürriyetsiz bir sonraki nesli anarşist ilan etti, sonra gelen terörist ilan etti, bundan sonraki direkt ana bacı söver her halde sesini çıkartan yok nasılsa.
1 Beğeni