Son işimizi beğenen nükleer santral yetkilileri bir sonraki iş hakkında tekrar bizimle çalışmak istediler !
Ve tekrar bir test için ilk başta beton kolonları (adını unuttum) yükledik. Sanırım daha önce dozerle kazdıkları yerleri dolduracaklar. Ama halen daha ne yaptıklarından bir bilgimiz yok.
Ailecek evde oturuyoruz. Dedilerki hadi bişey yapalım ne yapalım acaba hadi dedim gelin pikniğe gidelim tabi norveçte oturuyoruz. Güzel bir yer var hazırlayın her şeyi sizi oraya getireyim. Gittik mangalımızı yaptık mis gibide doyduk…
Hangi yol hatırlıyamadım ama tam yanlarından geçerken dedim bi resim alayım. Otoban olduğundan sağa çektim güvenli bir şekilde dorseyi bırakıp geri manevra ve ortaya bu güzellik çıktı.
Başlangıcımı yapmak istiyorum artık. Öncelikle herkese selamlar. Şimdi burada hikayeme ortak olacaksınız. Her şey Berlin’e gitmemizle başladı. İlk başlarda fazlasıyla zordu. Sonuçta el memleket. Dili farklı, insanları, huyları, tarzları, yaşam şekilleri… Her şey farklı. Tabi gurbetçi diğer memleketlilerimizin de küçümsenemeyecek çok olması o yabancılık arasında ara ara tanıdık bir şeylere rastlatıyordu. Neyse gel zaman git zaman bir şekilde kendimi BVG’ye otobüs şoförü olarak attım. Kısa sürede çevrem farklılaştı. Zamanla diğer araçları süren insanlarla tanıştım ettim. Boş zamanlarımda fırsat buldukça tır ile de uzun yola gidiyordum. Tabi ki tır şoförlerinin yanında, şehiriçi otobüsleri sürüyordum o sıralar ancak Tabi benim yerime de o tırcıları koysak benim işimi yapamazdı direkt. Uzun sürelerce böyle geçirdim hayatı. Tabi zamanla tır hakkında daha çok tecrübe ve bilgiye de eriştim. Tatile memlekete, Çanakkale’ye döneceğimiz zamanlarda bile ailemi gönderiyor, kendim ise denk getirdiğim tırcılarla geliyordum. Bazen Çanakkale’den alakasız bir yere gidenler denk geliyordu ama olsun. Edirne-Çanakkale arasını da otobüsle geliyordum
Uzuun süre böyle geçtikten sonra tekrar asıl büyüdüğüm kısıma dönme kararı aldık ailecek. Tabi bu biraz işlerimi falan bozmuştu ama memleket hasreti varken insanın içinde, tamam ulan deyiverdik işte. BVG’den ayrıldık, taşındık ettik herşeyimizi toplayıp. Buraları uzun uzun anlatıp daha da uzatmak istemiyorum. Bir süre boş gezmiş, unutmuş olduğum ortamına, suyuna uzak kaldığım memleket ortamına alışmakla geçirdim. Bu sırada tır ehliyeti falan edindim. Başkalarının araçlarında falan çalıştım bir süre. O kadar senelerin birikimi ve biraz da ailemin birikiminin desteğiyle uzuuun bir sürenin ardından bir şirket kurdum; Başaranlar Ağır Nakliyat
Tabi en büyük destek önceden çalıştığım şirketin sahibinden olmuştu. Bedava denecek paraya ihtiyacım olduğunda çekici-dorse bana kiralamıştı. Bu destek ile de iyi kötü zamanla büyümüştüm ancak kendisi daha çok tente termo çalıştığı için bazı işler için kendi elimde de bulunmadığı için low bedlerim yetersiz kalıyordu. Bana da tente ve termo çalışırsam daha faydalı olacağını, daha çok destek çıkabileceği fikrini verdi ve bu fikir zamanla işleve geçti.
Uzuuun zamanlarca büyüdük büyüdük. Çanakkale’de olan şirket ofisimiz de bu zamanla büyüdü. Sonra Bursa merkezli, daha doğrusu ofisi Bursa’da olan ama asıl merkezi gene Çanakkale’deki Başaranlar ofisi olan bir alt şirket açıldı, Akbaş Lojistik.
Ancak onunla pek ilgilenemedik ve kapattık. Gel zaman git zaman bu böyle giderken şirkette de inişler çıkışlar oldu tabi ki. Ancak yakın tarihte 4. şubesini Stockholm, İsveç’e açtığımız şubemizin kutlamasını yaptık. Şu an hatrısayılır çekici ile Avrupa ağırlıklı, yeri geldiğinde Asya’ya çalışıyoruz. Tabi ofiste oturup duran biri değilim pek. Şu anki aracımın bir fotoğrafını buraya bırakayım.
Daf XF 105.410 SC
İstanbul muhabbetini soran olursa, büyüme sonucu merkezi İstanbul’a taşıdık
-Galiba fazla uzun ve ss’den çok yazıdan oluşan bi hikaye oldu ama BVG muhabbeti için omsiden ss’ler kullanmayı planlıyordum hem burada olmaz diye düşündüğümden hem de eskiden çektiğim ss’leri bulamadığım için koyamadım. Bu kadarını okuyan herkese teşekkürlerimi sunuyorum
Hikayelerde çok uzuna kaçmasak daha iyi olur. O anla ilgili şeyler yazın. Ayrı bir konuda sanal şirketinizi hikayelerle anlatabilirsiniz. Zaten amacımız da eski günleri bu sistemle geri getirmekti.
Bratislava / Slovakya’dan aldığım yakıt tankerini Rusya’ya doğru taşıyordum. Belarustan çıkmama az kalmıştı, Gomel şehrine yakındım ve saldırıya uğradım. Bir sinek yüzünden önce dikkatim dağıldı, neyse bir müddet idare ettik ancak artık bende sürmek istiyorum dermişcesine yapışmaya başladı, en son kulağıma kondu. Ben başta anlamadım dedim ne oluyor, sonra fark ettim dedim yürü git işine ama direksiyon hakimiyetimi kaybettim ve karşı şeride kadar sürüklendik. Neyse yollar boştu kazasız belasız kurtardık kendimizi. Herkese iyi yolculuklar dilerim
Tarih: 24 Temmuz 2016
Artık şirketimiz bir hayli büyümüştü. Elim de bir o kadar rahattı. Hal böyle olunca artık yaptığım işten zevk almalıyım diye düşünüyordum. Oyuncaklara, özellikle de tırlara, büyük ilgim vardı. Bende model tır koleksiyonumun bir bölümünü çalıştığım aracın içine yerleştirmek istemiştim. Neyse düzni kurdum falan bir fotoğrafını çekip sosyal medyada paylaşmıştım. Bir de ne göreyim! Ertesi sabah Truck Magazine’e haber olmuşum.
Öğle saatleri… Györ adlı küçük bi Macar kasabası. Gece geldiğim bu şehirde kendimi zoru zoruna attığım bi benzinlikte dinlenme fırsatı yakaladım. Zorlu bir gece geçmiştim.
McDonald’s’tan karnımı doyurdum. Aracı artık çalıştırabilirdim, takograftaki dinlenme sürem doldu. Hadi Bismillah! Hedef dün gece dorseyi bıraktığım şirketten dorseyi geri almak.
Dün gecenin karanlığında, hiç bir bilgimin olmadığı ve hiç yardımcı olmayan sadece uzaktan izleyen şirket çalışanları sağolsun 2 saat boyunca dorseyi park etmeye çalıştığım holde dorsem boşaltılmış şekilde duruyor. Pleyte geçirdim dorseyi direkt, çünkü bu yardım etmeye uzak insanlara dün geceden yeteri kadar kıl olmuştum!
@SFK: Resimleri dış kaynaklardan eklemeyelim, direk site üzerinden yükleyelim. Bu seferlik ben halletim bir daha ki sefere dikkatli olalım. teşekkürler…