geç olsun da güç olmasın hocam 
2 Beğeni
TON-618
Bilinen evrenin keşfedilmiş en büyük tek parça yapısı.
Dünyamızdan yaklaşık olarak 10.4 milyar ışık yılı uzaklıktadır ve ultra massive şeklinde ölçeklendirilmiş bir varlıktır. Henüz gözlem yeteneğimiz kısıtlı olduğu için diğer gökcisimlerini tanımlayamıyorduk. Dolayısı ile 1954’lü yıllarda keşfedilen ve Canes Venatici takım yıldızının bir parçası olan bu karadelik, geçmişte büyük bir yıldız olarak tanımlanıyordu. Gözlemlenememesinin en büyük sebeplerinden biri onun muazzam parlaklığı ile alâkalıydı. Hatta o kadar parlaktı ki, güneşimizden yaklaşık olarak 139 trilyon kat daha parlak olan bu kuasarın oluşturduğu ışık milyonlarca kilometrelik alanı işgal ediyordu ve çevresinin de gözlemlenmesini imkansız kılıyordu. Çevresinde ne varsa parçalayıp içine çekmeye çalışan bu psikopatın etrafında oluşan ışık halesi, güneşimizden 139 trilyon kat daha parlak görünmesine ve merkezinin kütle olarak güneşimizden 66 milyar kat daha büyük olmasına sebep oluyordu.
Yandı mı beyinler? Hayal edebiliyor muyuz onu? 
Zamanla gelişen gözlem teknolojileri sayesinde kimliği çözüldü ve zaten bu kadar parlak bir nesnenin görülmemesi imkansızdı. Çevresindeki milyarlarca yıldızı tüketerek büyüdüğü söylenen ve evrenin erken dönemlerinde oluştuğu düşünülen bu yapı, evrendeki hiçbir yıldızın yakıtını bitirerek kendi içine çökmesiyle oluşabilecek bir yapı değil. Eğer öyle olsaydı, o çöken yıldızın boyutlarını hayal etmeye kalkışmak gerçekten sözün bittiği yer olacaktı belki de.
Bu muazzam karadelik de diğer karadelikler gibi hiçliğin canlı ruhlarıdır belki, kim bilir… 
İdealler yıldızlara benzer. Onlara ulaşamazsınız, ama size yol gösterirler.
Ralph Waldo Emerson
7 Beğeni
Sanırım TON-618 adlı gezegen, diğer gezegenlerin atası gibi bir şey oluyor.
Ayrıca bu gezegenin büyüklüğünü de hesaba katarsak bu gezegenin ölme ihtimali neredeyse az.
Aklıma Agatha Harkness geldi.
3 Beğeni
bende videosunu paylaşayım
5 Beğeni
Bilim insanları ilk kez bir kara delik arkasında ışık tespit etti.
Bilim insanları ilk kez kara deliklerin arkalarında meydana gelen bir fenomeni gördüler. Araştırmacılar, keşfin bir parçası olarak 800 milyon ışık yılı uzaklıktaki süper kütleli bir kara delik arkasından gelen ışığa tanık oldular ve bu ışığı yakaladılar.
Stanford astrofizikçisi Dan Wilkins’e göre bu durum, evrenin nasıl oluştuğunu anlamak için bulmacanın önemli bir parçası. Dahası keşif, Einstein’ın 100 yıldan uzun bir süre önceki görelilik kuramını da doğrular nitelikte.
Araştırmacılar korona olarak bilinen bir özellik olan kara delikten yayılan x-ışınlarının parlamalarını incelerken daha sönük ışık parlamalarına da tanık oldu. Bunlar, kara deliğin arkasındaki gazdan sıçrayan “ışıklı yankılar”dı. Bu fenomen ilk olarak Einstein tarafından 1916 yılında yayınlanan görelilik teorisinde tahmin edilmişti.
Wilkins, “O kara deliğe giren hiçbir ışık dışarı çıkmaz, bu yüzden kara deliğin arkasındaki hiçbir şeyi görmemeliyiz” diye açıkladı. “Bunu görebilmemizin nedeni, o kara deliğin uzayı çarpıtması, ışığı bükmesi ve kendi etrafındaki manyetik alanları bükmesidir.”
Süper kütleli kara delik, Güneşimizden 10 milyon kat daha büyük ve I Zwicky 1 adlı yakındaki bir sarmal gökadanın merkezinde yer alıyor. Uluslararası bir grup bilim insanı, Avrupa Uzay Ajansı’nın XMM-Newton ve NASA’nın NuSTAR uzay teleskoplarını kullanarak yankılara tanık oldu.
6 Beğeni
luslararası Uzay İstasyonunda 20 yıldır bağlı duran Pris modülü, geçtiğimiz hafta emekliye ayrılarak atmosfere bırakıldı. Modül, tıpkı kayan bir yıldız gibi yanarak atmosfere giriş yaptı.
Geceleri gökyüzüne baktığımız bazen bir yıldızın kaydığını görürüz ve dilek tutarız. Ancak bazen de gördüğümüz şey uzaydaki eski uydulardan ya da uzay çöplerinden birisidir. Tıpkı Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (ISS) geçen hafta atmosfere bıraktığı modül gibi.
Yaklaşık 20 yıldır ISS’te bulunan ve görevini yerine getiren Pris modülü, 20 yılının dolmasına 1 ay kala tabiri caizse “emekliye ayrıldı” ve Dünya atmosferine bırakıldı. Ortaya çıkan görüntü ise kayan yıldızları aratmadı.
Pris modülünün atmosfere giriş anı kaydedildi
Pris modülü atmosfere giriş yaparken ISS’teki astronotlar, 6 dakikalık bir görsel şölen izleme şansı buldular. Modül atmosfere giriş yaparken alev aldı ve yavaşça parçalara ayrılarak kayan bir yıldız görüntüsü oluşturdu. Neyse ki Fransız astronot Thomas Pesquet’te dünyada yaşayanlar için bu anları kaydetti.
Her ne kadar kendisini hiçliğin içine bırakarak yok olsa da Pris modülü selefi olan Nauka’nın istasyona bağlanma anından çok daha sakin bir şekilde ISS’i terk etti. Nauka modülü, ISS’e bağlandıktan sonra garip bir şekilde geri çekilme çağrısı almış ve iticilerini ateşleyerek bütün istasyonu uzayda sürüklemişti.
“Dilek tutabilirsiniz”
Fransız astronotun paylaştığı videoda, ısı kalkanları olmayan modülün atmosfere girdiğinde büyük bir ateş topuna dönüştüğünü görebilirsiniz. Hatta bu ateş topunun etrafına kopan parçaların da havai fişek gibi etrafa saçıldığı da videoda açıkça belli oluyor.
Videonun açıklamasına “Bir dahaki sefere yıldız kaydığını gördüğünüzde, bunun ISS’in yanan çöpleri olabileceğini unutmayın. Kabul olur mu emin değilim ama yine de dilek tutmanızı tavsiye ederim. Kabul olup olmayacağını bilemezsiniz” diyen Pesquet, modülün tüm parçalarının atmosfere girerken yandığını da belirtti.
6 Beğeni
Fransız astronot Thomas Pesquet, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan (ISS) Türkiye’deki yangınların fotoğrafını paylaştı ve paylaşımında küresel ısınmaya dikkat çekti.
"İnsanı inciten türden bir görüntü… ISS’den bakıldığında bu doğa olayları ürkütücü. Sıklıklarının ve büyüklüklerinin artmasının küresel ısınmadan kaynaklandığını ve gözlemlerimize göre insanların tehdit altında olduğunu görüyoruz…"
Doğal afet…
5 Beğeni
Hubble Uzay Teleskobu tarafından çekilen ve “fırın” galaksisinde yer alan bu galaksi, âdeta bir elmas gibi parlıyor.
Hubble Uzay Teleskobu ve diğer uzay teleskopları, sürekli olarak uzaydan muhteşem görüntüleri bizlere aktarıyor. Bu kez Hubble Uzay Teleskobu, NGC 1385 isimli spiral galaksiyi fotoğrafladı.
NASA’nın “Gökyüzünde bir elmas gibi parlıyor” diyerek paylaştığı bu galaksi, gezegenimizden 68 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunuyor.
Fornax takımyıldızının gözbebeği
NGC 1385 isimli galaksi, Fornax takımyıldızının âdeta gözbebeği konumunda. Bu takımyıldızının adı diğer takımyıldızlarında olduğu gibi antik bir tanrı ya da bir hayvan isminden gelmiyor. Fornax, İngilizcede Furnace olarak bilinen fırın kelimesinin Latincesi. Bu ismi veren kişi ise, 1713 yılında doğan ünlü Fransız astronom Nicolas-Louis de Lacaille. Kendisi bugün hâlâ bilinen 14 takımyıldızına isim vermiş ve astronomlar arasında bilinen birisi. İsim verdiği diğer takımyıldızların bazıları ise Atila (hava pompası), Norma, (cetvel) ve Telescopium (teleskop).
Bu harikulade görüntüyü çeken kamera ise, 2009 yılında Hubble’a eklenen 3 numaralı geniş açı kamerası. Bu kamera genellikle Hubble’da en çok kullanılan kamera olarak biliniyor. 12 yıllık çalışma süresinin ardından bugün bile hâlâ oldukça verimli çalışan kameranın, önümüzdeki 5 yıl içinde emekliye ayrılıp yerine daha iyi bir kamera takılması da NASA ve ESA’nın gündeminde.
2021 yazında bir süreliğine arızalanan ve çalışmayı durduran Hubble Uzay Teleskobu, neyse ki yeniden aktif duruma getirildi. Uzaydaki 31. yılını dolduran uyduya yakın zamanda farklı eklemeler yapılabileceği konuşuluyor.
4 Beğeni
Avrupa’nın, Uluslarası Uzay İstasyonu’nda bulunan ve Almanya’dan yönetilen modülü Columbus, Fransız astronot Thomas Pesquet tarafından bir video ile tanıtıldı. 360 derecelik açıyla kaydedilen video modülü detaylı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Birçok modülden oluşan ve 20 yıllık bir tarihe sahip olan Uluslararası Uzay İstasyonu’nun Columbus modülünün mürettebat üyesi Thomas Pesquet tarafından tanıtıldığı bir video yayınlandı. Videonun en özel yanlarından biri 360 derecelik açıyla kaydedilmiş olması**.**
75 metre küplük Columbus, Avrupa’nın uzay istasyonuna gönderdiği en büyük modül olma özelliği taşımasının yanı sıra uzaya gönderilen ilk Avrupa araştırma tesisi olarak da kayıtlara geçmiş durumda. Modülün yönetimi, Münih yakınlarındaki Alman Uzay Operasyonları Merkezi’ndeki Columbus Control Center tarafından gerçekleştirilmekte.
Modülde çeşitli bitkilerin yetiştirildiği, yüksek teknolojili bir bahçe bulunuyor
Nisan ayında altı aylık bir görev için istasyona ulaşan Fransız astronot, videoda hem istasyon içinde hem de dışında mürettebat tarafından kullanılan bazı araçları gösteriyor. Araçlar arasında; astronotların farklı bitki türleri yetiştirdiği Veggie adlı yüksek teknolojili bir bahçe ve yer çekimsiz ortamda sıvıların dinamiğini araştırmak için kullanılan Fluid Science Laboratory yer almakta.
Görevinin yarısında kullanacağı yeni bir uyku istasyonunun da gösterildiği 360 derecelik video mobil bir cihazla izlendiğinde Pesquet modülü tanıtırken etrafı gözlemlemek mümkün. Masaüstünde de modülü tam hâliyle görüntüleyebilmek için video fareyle sürüklenebilir.
4 Beğeni
Neal Agarwal isimli bir geliştirici, dünyada ne kadar yer kapladığımızı gösteren site yapmış. Gezegenlerin ne tarafa döndüğünü bile göstermeye çalışmış, sayfada sola kaydırarak bakabilirsiniz.
Neal’in ilgi çekici diğer çalışmalarının geri kalanına buradan göz atmanızı tavsiye ederim baya ilginç şeyler var.
6 Beğeni
Spacex bizim saate göre bu gece 3’de 575km uzağa 4 kişilik roket fırlatıyor orada 3 gün kalacaklarmış, iss 408km ondan daha uzağa gidecekler, canlı yayın spacex youtube sayfasından yapılacak.
3 Beğeni
2 Beğeni
3 Beğeni
5 Beğeni
Konuyu unuttum sanılmasın şu kötü günler bi geçsin dönüşümüz efso olacak
7 Beğeni
Blue Origin şirketinin Mission NS-19 adlı görevinin mürettebat Kadrosu:
- Uzayda uçan ilk NASA astronotu olan Alan Shepard’ın en büyük kızı Laura Shepard Churchley
- Voyager Space’in başkanı ve CEO’su Dylan Taylor
- Bess Ventures and Advisory’nin kurucusu ve CEO’su Lane Bess
- Twitch’te yayıncılık yapan Lane’nin oğlu Cameron Bess
- Super Bowl ödüllü eski bir NFL oyuncusu Micheal Strahan
- Evan Dick, mühendis ve yatırımcı ayrıca Starfighters Aerospace için gönüllü bir pilot
5 Beğeni
Beni fırlatsınlar bütün gün izlerim. Bu dünya çok yorucu olmaya başladı.
6 Beğeni
Yukarıda görmüş olduğunuz parfüm uzayın kokusuymuş. Parfümü üretirken yanılmıyorsam Nasa ve astronotlarla beraber çalışmışlar. Astronotlar, uzaydaki ortamın oksijenle karışmasıyla beraber ortaya çıkan kokuyu tanımlarken, ateşlenen bir silahtan çıkan barut kokusu ya da kurutulmuş et gibi acı kokulara benzediğini söylemişler.
Sizi bilemem ama aşırı ilgi çekici geldi.
Aslında uzayda oksijenle beraber açığa çıkan bir koku mantıken. Asıl koku nedir hiçbir zaman bilemeyeceğiz diye düşünüyorum
3 Beğeni
Evet büyük güne sayılı saatler kaldı tabii yine ertelemezlerse.
Sırf bu konuyu açmamın bile sebebi olabilirdi. Her şey bir yana, James Webb bir yana
Hani her insanın ömründe önemli anlar olur ya, hatta bırakın bireyselliği, şu ana kadar yaşamış ve yaşayacak olan insanlık için şimdiye kadarki belki de en önemli uzay keşiflerini işte bu bebek yapacak 
Detaylara girersem çok uzun olacak en iyisi Barış abiden dinleyelim
Orada ne var, nereden geldik nereye gidiyoruz, bilinen evrenin ötesi nedir nasıldır gibi sorular…
Hatta belki de öte gezegenlerin ilk gerçek görüntüleri…
Allah’ım çıldırmamak elde değil ya…
8 Beğeni