Hepinizin bildiği üzere SimRail’in demo versiyonunun çıkmasından sonra biraz eski simülatörlere bakayım dedim ve WOS3’ü uzun bir aradan sonra tekrar yükledim. Biraz sürüş yaptıktan sonra simülatörün aslında günümüz simülatörlerinin üstünde olduğunu farkettim, grafiklerinin zamanın simülatörlerinden düşük olması dolayısıyla biraz arka planda kaldığını düşünüyorum. Anons ayarlama, özel anonslar, bazı hat bakımının olduğu senaryolarda raylara büyük kabloların ve iskelelerin kurulması, kaynak yapılıyormuş hissi veren ışıklandırma, ve çevresinin branda ile kapatılması, maintenance senaryosunda iki istasyonun bakımda olması ve yolcu olmaması, özel anonstan yolculara tren çıkış yapmaya hazır kapıların önünü boş bırakın anonsunu yaptıktan sonra sonra yolcuların koşmaya başlaması ve sayamadığım bir çok detay beni bu simülatöre yeniden kendini aşık etmeye yetti. Bu kadar detaydan sonra ben artık sadece Aerosoft firmasının tren simülatörü işini hakkıyla yaptığını düşünüyorum her ne kadar biraz defoları olsa da. Bu simülatörü deneyenlerden de biraz fikir almak isterim açıkçası siz nasıl buldunuz bu simülatörü? Günümüz tren simülatörlerinden eksileri veya artıları nelerdir? gibi soruların cevabını birde sizlerden duymak isterim.
Eskiler her zaman tam ve doluydu. Daha yazarım da yarışı izliyorum. Yeni yapılan oyunların alayı aynı tuzağın kurbanı…
Eskiden oyunlar tam çıkardı herşeyiyle DLC miş bilmem neymiş ek paketlerin oyunun kendisinden daha ön planda olduğu oyunlar yoktu. Bu oyunun tek sıkıntısı bence renkleri çok soğuk insanı oyundan itiyor. Oyunun geçtiği hattı yerinde gidip görmüş biri olarak gerçekteki renklerin İstanbul’dan pek bi farkı yok. Bu gıcık renk filtresini Amerikan filmlerindeki ortadoğu sahnelerine koyulan sarı filtreye benzetiyorum. Onun dışında bir tren simülatörü için yeterli, diğer oyunlarda olmayan bir çok özellik barındırıyor dediğin gibi
Bence eski sim’ler (bu yazım daha çok WoS özelinde olacak) çok güzel fikirleri yanlış zamanda yanlış yerde değerlendirdiler ya da değerlendiremediler. Zaten doğru değerlendirenler unutulmaz oldu (örneğin ETS2).
Mesela bilgisayarında World of Subway Vol. 2 U7 Berlin kurulu olan biri olarak TML Studios’un artı ve eksileri olarak şunları söyleyebilirim;
-
Trenden inip durak içinde ya da tren içi ve raylarda yürüme gibi olayları çok iyi ayarlamışlardı fakat bu özellik bazı kısa mesafe shuttle tarzı görevlerde trenin diğer ucuna gitmek dışında hiç bir işe yaramıyordu. TSW2’deki gibi bazı yerlere tıklanılabilmesi gibi şeyler olsaydı çok daha işe yarar olabilirdi.
-
Görev çeşitliliği çok azdı. Bu yüzden ben hep timetable oynardım. TSW2 gibi olsa daha güzel olabilirdi.
-
Timetable açarken basit ayarlara sahip olmamız güzeldi. Hemen treni seç, vagon sayısını seç, depodan başla gibi.
-
Kontroller çok sıkıntılıydı. Mesela oyunda 2 farklı tren vardı, her şeylerine de müdahale edebiliyorduk ama kontrol menüsünde F90 treni için bir tuş atanmışsa aynı tuşu artık H01’de kullanamıyorduk. Hatta yürüme modunda bile kullanamıyorduk. Her tuşun sadece tek bir fonksiyonu olması kullanımı oldukça zorlaştırdı bana kalırsa ki ben de bu yüzden 2 saat ayarlarda oyunla cebelleşip bu duruma sinir olup oyunu daha az açmak isteyip bu şekilde de treni kullanmayı adeta her seferinde yeniden öğrenmek zorunda kalmıştım. Bu sebeple de bu oyun çocukluktan içimde ukde kalsa bile geçen yaz kurup sonrasında hevesim geçtikten sonra bir daha açmadım pek.
-
Işıklandırma konusunda özellikle tünel içleri ve duraklar on numaraydı. O ışıkların kokpite de etkisini unutmamak lazım tabi.
-
Dokular ve Grafikler; TML 2008*2009 yıllarında Gta 4 hariç bu tarz bir bilgisayar oyununda zor bulabileceğimiz doku haritalarını oyuna eklemişti. Yıllar sonra ben rahatça çalıştırabildim de hatta. Tabi bu oyunun çıktığı yıllarda çoğu kişinin açamadığına emin olduğum bir grafik ayarıydı (her şeyi en yükseğe getirmekten bahsediyorum).
-
Hareket bulanıklığı konusunda da yine iyi bir iş çıkarmışlardı kabul etmek gerek.
-
Yolcu animasyonları ise olsa daha güzel olurmuş diyebileceğim bir özellik ama oynarken benim fazla dikkatimi çekmedi. Ha belki sarı çizgiyi geçenleri uyarma tarzı bir korna çalmamız beklense olabilirdi