Arkadaşlar, aktif kalıp daha fazla foto paylaşalım.
Aktif olun arkadaşlar. Fotoğraflarlarınızı bekliyorum.
Mekenamızdan tavukları(!) yükleyip Meksika’ya doğru yola çıktık.
Sınırı geçerken sorun çıkmadı.
Teslimat noktasına 100mil kala polis peşime takıldı, birisi ihbar etmiş kesin Jessy denen zibididir, polisten kaçarken virajı alamadım devrildim, araçtan çıkar çıkmaz patron aradı.
Sonrası malum.
Maden taşımaları için inşa ettiğim ilk kamyon. Tipi biraz tuhaf oldu ancak 6 adet büyük kargo konteyneri sığdırmak için tipten biraz feragat ettik. Adı da Balina 1 oldu. Bir sonraki kamyonum biraz daha bir şeye benzeyecek. 
Aracımız 12 birbirinden bağımsız tekere sahip ve her bir teker tahrikli. Aslında tüm gövdeyi mi genişletsem ki? Şimdi geldi aklıma, dur bakalım şimdi biraz yoruldum ama akşam biraz daha uğraşırım üzerine. Şimdi daha maden kazacak aracı inşa etmem lazım.
Evet arkayı genişlettik, bize herhangi bir kazanımı olmasa da tipini biraz kurtardı. Ben de Balina ismini ilk düşündüğüm Katır olarak değiştirdim.
Madeni kazacak aracımız da tamamlanmıştır. Artık gidip maden toplayıp gelmesi kaldı.
Küçük araç sinek gibi, gidip madeni kazacak, küçük bir deposu var o dolunca Katır’a getirecek. Katır’da biriktireceğiz.
ETS2’ye ait ekran görüntülerini niçin burada paylaşıyorsun? Bunun için bir ana konu mevcut zaten. @ets2fankt8002
Burada sadece ETS2 değil, diğer simülasyon oyunlarından da foto paylaşımı yapıyoruz. Sürüş simülasyonuyla alakalı eski-yeni tüm oyunlardan fotoğraf paylaşılabilir @zekergezer.
Bu şekilde sadece aynı oyunlarla ilgili ekran görüntüleri iki konu altında paylaşılmış oluyor ve bu saçma. Eski, farklı oyunlarla ilgili bir sıkıntım yok fakat ana konular dururken burada ATS ve ETS2 ile ilgili ekran görüntülerinin paylaşılmasını doğru bulmuyorum.
Uçan kaynakçı gemimiz zemin inşası için pek uygun bir araç değildi. Hem havada durmak için harcadığı devasa enerji, hem de havada durduğu için çok fazla materyal taşıyamaması gibi handikapları vardı. Ayrıca aracın burnunu yaklaşık 45 derecelik açı yaptırıp yere doğru yaklaşmaya çalışmak riskli ve operatör için yorucu bir manevraydı.
Bundan sebeple sadece yer inşası yapacak, tekerlekli bir araç inşa ettik. Hem 2 kat fazla taşıma kapasitesi vardı ki sadece zemin inşası yapacağı için sadece zemin inşasında kullanılacak materyalleri taşıyacağı için, tek seferde çok daha fazla zemin inşası yapabilecek duruma geldik. Bununla birlikte araç yerde olduğu için enerji tüketimi minimum, kullanması ise çok daha kolay.
Yeni inşa ettiğimiz ve uzay görevlerinde kullanılacak gemiye, hidrojen(Yakıt) ve oksijen(Uzayda soluyacağımız hava) temini için en azından kendi gücüyle buzun olduğu yere gidebilecek kadar buz temin etmemiz gerekiyordu. Ancak daha önce uzaya çıktığım ve düşman saldırısına uğrayıp yaralanan ilk gemimi emekli etmiştim, bana en yakın buz kaynağı ise 30 kilometre uzaktaydı. O kadar uzağa kara yolu ile gidip gelmek 1 saatten fazla sürerdi, üstelik bildiğim buz 1500 metre rakımdaydı. Maden kazmak için inşa ettiğim Katır’ın üstündeki kazıcı geldi aklıma. Ben onu çok kısa mesafelerde yüklü miktarda madeni çıkartabilecek şekilde tasarlamıştım. Yani taş çatlasın yarım saatlik bir batarya kapasitesi vardı ve tam tonajda zor kalkabiliyordu. Baktım şarjı ful, dedim gider gelir. Atladım doğrudan doğruya hedefe doğru uçtum, saatte 360 kilometre hız yapabiliyordu ve bu sayede 10 dakika içerisinde hedefime ulaşabildim. Tam kapasite doldurmayacaktım çünkü bu alet tam kapasiteyle ancak madenden çıkıp Katır’ın üstüne konabilecek kapasitedeydi. Yarı kapasite doldurdum ki 21 ton buz yaptı bu. Gerisin geri döndüm mekanıma. 21 tonla 2000 metre yüksekliğe kadar çıktım bir sorun olmadı da, en çok enerji iniş safhasında harcandı, zor bir iniş oldu ama sonuç itibarı ile yol bilgisayarımız 7 dakikalık bataryamız kaldığını söylerken Katır’ın tepesine konabildik.
Uzaya çıkacak gemimiz yapım aşamasında.
Gemimizin gövdesi bitti sayılır. Bir tek arka kapak kısmı kaldı. Onun dışında motorların yerleşimi, aydınlatma elemanları ve ufak detaylar kaldı. Onları da hallettikten sonra önce yer testleri yapılacak (Motorlar tam yükte ne kadar enerji çekiyorlar, geminin bataryaları bunu kaldırabiliyor mu? Jeneratörler bataryaların harcadığından fazla enerji temin edebiliyorlar mı gibi) ardından az önce gittiğim 30 kilometre ötedeki buza kadar seyir (Ki bu gerçek bir test olacak, hem yakıt sarfiyatını hem jeneratörlerin bataryalara yetip yetmediği gerçek koşullar altında test edilecek), oradan yeterli buzu aldıktan sonra ise uzaya doğru yükselme.
Daha sonra uzayda Uranyum arayacağız. Gemimizin üzerine 6 tane mitralyöz tareti monte ettik ki korsanların gönderdiği dronlar görevimizi sonlandırma sebebi olmasın. 
Ancak şu anda yorgunum, gemi beklesin sonra devam ederim.
Geçen gün sayfaları dolaşırken bu konu dikkatimi çekti. Düşündüm sonra ne çeksem diye sonra dedim ben de buraya bi Transport Fever hikayesi yazayım. Hikayemizde İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri (İETT) Genel Müdürlüğünün başına 1970 yılında geçiyoruz. 30 Milyon TL borçlu olarak başladığımız hikayemizde bakalım bizleri ne bekliyor? 1. Resimden sonrakileri hizliresim’den yükledim, detaylı bakmak için sağ tık>resmi yeni sekmede aç diyebilirsiniz.
1. Bölüm
İlk önce şehrimiz bu şekilde. Yukarıda E5 karayolu, şehrin içlerinde ise 2 şeritli anayollar mevcut. Ama şehrin şu halinde bir yerden bir yere gitmek çok zor çünkü (yapay zeka sağolsun 
) trafik kötü. Ayrıca finansal durumumuz da bir boğaz köprüsü yapmaya yetmiyor. O halde Eminönü Kadıköy arasına vapur seferleri koyalım ve otobüslerle destekleyelim!
Otobüs tercihi olarak bulunduğumuz yıllarda en verimli araç olarak IKARUS marka otobüsleri seçtik. Otobüslerimizi Macaristan Sosyalist Cumhuriyeti’nden sipariş ettik ve bir süre sonra elimize ulaştılar. Şu an sadece 3 adet otobüs hattımız var o yüzden 16 tane otobüs siparişi verdik.
İlk otobüsümüz Eminönü Sondurak’a yanaştı. Eminönü’nden şuan için Beşiktaş ve Topkapıya kalkan 2 adet hat var.
Ayrıca başlangıç için bütçe dostu olsun diye de büyük vapur yerine 48 kişi kapasiteli motor almaya karar verdik. Kadıköy (İskeleyi Haydarpaşaya koydum aslında Kadıköyde navigable water yok hatası verdi) iskelesindeki ilk yolcularımız vapur bekliyor.
Anadolu yakasında açtığımız Haydarpaşa Acıbadem otobüs hattı sayesinde yolcular arttı, iskele kalabalıklaştı.
Ne yaparsak yapalım kâr edemiyoruz, yeni bir şeyler bulmamız lazım… Bir gün yabancı basından gazeteler okurken bir Alman gazetesinde gözüme sokakta giden trenimsi bir şey çarptı. Benim de İstanbul’da ilk senem olduğu için eski halini bilmiyorum o yüzden 7 kuşak İstanbullu olan yardımcımı çağırıp ne olduğunu sordum. Bana tramvay olduğunu söyledi, sokakta çalışan elektrikli bir trenmiş. Bizim Van’da feribotları çok gördüğüm için denizciliğe az da olsa aşinayım, ama böyle bir şeyi ilk defa görmüştüm. Hemen gerekli görüşmeleri yaptık ve yeni bir tramvay hattı açmaya karar verdik ardından çalışmalara başladık.
Tramvay Eminönü Zeytinburnu arası çalışacaktı ve öncelikli şerit sayesinde trafiğe takılmadan gelecekti. Trafikte mahsur kalan otobüslerden sonra bu çok büyük bir gelişmeydi. Yoğun bir telefon trafiğinden sonra 10 adet VBZ marka tramvayı İsviçre’den sipariş ettik, aşağı yokarı IKARUS larla aynı sürede elimizde oldular. Kapı üstündeki yerlere, istasyonların yerini gösteren harita bandını yapıştırdıktan sonra hemen hizmete verdik.
Tramvayı yeni hizmete koyduğumuz için insanlarımız daha alışamamış olsa gerek, tramvaylar daha kâra geçmedi, ama trafiğin rahatlamasıyla otobüslerimizin bağı çözüldü resmen.
1. BÖLÜMÜN SONU
Güzel bölüm olmuş 
@Makarnaci Ben başta bunu German Truck Simulator adı altında açmıştım. Fakat sadece GTS oyunu adı altında olmasın diye @Nomrukan ile birlikte konunun adını Taşımacılık Hikayeleri olarak değiştirdik. Eski-yeni tüm tır ve sürüş simülasyon oyunlarından ve Transport Fever ve Transport Giant gibi oyunlardan fotoğraf paylaşabilirsin.
Anladım, sağolasın