Dede torun yan yana.
Şahsi evimi Romaya taşıdım yanında küçük bir yükleme alanı bile var ofisli felan güzel yani. Tüm şirket arkadaşlarımı bekliyorum
Italyadan kareler
Terni rampası 26 tonla az da olsa zorladı aslanı.
Zorlandığımıza değdi ama
Adam çok misafirperverdi 1 gece evinde kaldık. Tako dolunca malum.
1.33 Betadan çıkınca gireyim dedim girmez olaydım…SCS yi bir kez daha kınadım.
Ağır yüklere ara verip eski emektara devam
Bu kapaklı dorsenin yüklerini çok beğendim oyuna biraz daha gerçekcilik katmış.
Umarım krone dlcsine de gelir
Cassinoda gün geceye dönüşürken
Geceleyinde yoldayız. Patron Zam patron
Sabahladık biraz bişeyler atıştırıp yatmam lazım. Yoksa uykusuzluktan bayılırım
Hııh şöyle yemeğimi alıp içeri geçeyim
Buzdolabında birşeyler olacaktı dur bakayım.
(15 dakika sonra…)
Karnım doyduu hadi allah rahatlık versin.
İtalya da Türk şirketi kurduk. Duman Filo. İşler yoğun.
Scania R730 işlere yetişiyor. Filo toplam 150 araç daha da fazla olması için planlamalar sürüyor.
İşten geldim, parka çektim tek araba benimkiydi, yattım sabah bir kalktım Scania galerisine dönmüş ortalık.
Tam ben iş için ambarı arayacakken telefonum çaldı. Cem abi arıyordu, açtım tabi.
CA: Kamyon camiasının benden sonra en yakışıklı şoförü naber?
Ben: İyidir abim sen kadar yakışıklı olmasam da yakışıklılığın tadını çıkarıyorum senden naber?
CA: İyi ben de, bak bi ne diyeceğim, Mannheim, Stuttgart falan o yakınlardaymışsın öyle mi?
Ben: Evet abi hayırdır?
CA: Demiryolunun balast yükleme işini ben aldım, vagonlara falan balast yüklemesi yapıcaz, Mannheim yakınlarındaki bir şantiyeden de kelepir bi Loder buldum da benim araba çok ters yerde, sen getiriver diyecektim.
Ben: Getireyim abi ayıp ettin getireyim de, bunu bi ıslatmak lazım ama. Öyle kuru kuru gelmez bu.
CA: Sen gel, Muhacir Şevket abin kendi yaptığı boğma rakıdan getiricek, sağlam ıslatıcaz sen gel hele.
Ben: Oo o zaman uçarak gelirim abi ne diyorsun sen, neredeydi abi bu şantiye?
Daha önce böylesi bir şantiye çıkışında arabayı oturttuğum için bayağı bi dalga geçmişlerdi, şimdi berbat bir yağmur var, zemin hep çamur. Hız kesersem adam değilim. 4. Viteste, gaz pedalını eze eze çıktım. Biliyorum motoru şanzımanı biraz zorladım ama milletin diline düşeceğime arabayı ezerim daha iyi.
Sağ salim yokuşu tırmandım, radyoyu açtım. Yeni Türkü’nün Dönmek şarkısı çalıyordu. Tam da “Neresi sıla bize? Neresi gurbet? Yollar bize memleket” kısmı denk gelmişti… Keyfim ikiye katlandı, daha bir şevkle 5. vitese salladım arabayı.
Önümdekiler ikide bir beni devirden düşürüyordu, solun boş olduğunu görür görmez yapıştırdım. 400 beygir falan ama fena gidiyor yav.
Az bir yolumuz kaldı
Yol 2 şeride düşüyor diye tüm trafik birbirine giriyordu. Zor durdum vallahi. Ya benim gibi bu yolu bilmeyen bütün sürücüler tam bu anda buraya toplanmayı becerdik ya da yolda mühendislik hatası var. Neyse ki kazasız belasız atlattık. (Not: Fren gücü en düşükte)
Bir daha sağ şeride yapışır mıyım ya? Yer mi Anadolu çocuğu bir daha? Ortadan yapıştır devam.
Sonunda vardım sayılır ama sabahı da bulduk. Şimdi dorseyi iyi bir yere yanaştırıp, arabayı da orada stop edip yatayım, akşama büyük ziyafet var.
hikayeleri sıkılmadan okuyoru valla helal olsun